27 Şubat 2013 Çarşamba

Ah bir de herkese ve her şeye yetişebilsem...!

Çok ama çok yoğun bir hafta oluyor bu taraflarda...

Pazar akşamı 42. günün listesini girdiğim andan itibaren gündüzlerim işteki yoğunluğa akşamlarım da çeşitli sosyal aktivitelere dalıp da kendimi cidden kaybettiğim bir tempoya dönüştü. Güzel tabii, şikayetim yok asla ama yetişmek çok zor geliyor bu hafta, zaten her şeye yetişmem de mümkün olmuyor. Maalesef en fazla fireyi de bu blogdan veriyorum tabii bu gibi durumlarda.

Ne Pazartesi'nin ne de Salı'nın listesini paylaşabildim bu hafta, muhtemelen bu akşam ve yarın akşam giriş yapamayacağım, Cuma günü hepsini telafi edeceğim söz! :)

Tek sıkıntım oldu, akşam (dün) eve geç döndüğüm için ilk Jillian firemi verdim, saat 23:00'den sonra hiç yapasım gelmedi açıkçası... Yine de niyetliydim aslında en azından tek bir level'ı yapmaya eve döndüğümde fakat eve yürümem gereken yaklaşık 5-6 dakikada o kadar fena ıslandım ki yağmurda, zatürre olmakla Jillian yapmamak arasında seçim yapmam gerektiğinde bunu Jillian yapmamaktan yana kullandım.

Bu akşam da vakit bulamayacağım gibi görünüyor ama Perşembe gecesinden ümitliyim, umarım bıraktığım yerden yakalayabileceğim saat kaç olursa olsun.

Ama şunu da söylemeliyim: Jillian yapmamış olmam dün akşam patates çuvalı gibi oturduğum anlamına da gelmiyor elbette! Kıyas kabul etmese dahi en azından 20 dakika tempolu bir yürüyüşüm var. Son dönem alışkanlıklarımdan sonra burun kıvırsam da bu kadarcık egzersize, bir aydan kısa süre öncesine kadar HİÇ egzersiz yapmadığımı göz önünde tutarak bunun da hiç yoktan iyi olduğunu söylüyorum kendime.

Bana yorum yapan tüm eski ve yeni arkadaşlarıma çok teşekkür ederim. Müthiş motive oluyorum sizlerden duydukça! Yalnız bırakmayalım birbirimizi, ben bu aralar yoldan çıkmaya çok müsait gibiyim. Çıkmayacağım tabii, o ayrı... İnadım inat!

Son olarak: bu programımızın öğle yemeğinde 2 dolma seçeneği varmış, şimdi gözüme çarptı. Çok sevindim, neden çok sevindim? Şirketin yemek listesinde lahana sarma görüyorum öğlen için: yiyeceğim ve nihayet bir öğlen vakti de sıcak yemek girecek kursağıma :D

Hayat güzel yahu. Lahana sarması kadar güzel üstelik de!

Tam 45 dk sonrasından çok acıklı edit: lahana sarması geçen haftaymış yahu yanlış haftanın çarşambasına bakmışım :((( Kadın budu köfte - makarna - patates püresi gibi akla sığmayacak br menüyle karşılaşınca gene yeşillik kemirdim, gene hasret kaldım sıcak yemeğe. Ağlasam mı gülsem mi emin değilim!

25 Şubat 2013 Pazartesi

Biraz şımarma vakti :)

Bir süredir yazacağım ama vakit bulamadım bunları şuraya not etmeye, edeyim de dursun.

2-3 gün önce çok hoşuma gittiğini de söyleyerek "Kendini yemekle ödüllendirme, sen bir köpek değilsin" anlamına gelen bir görsel paylaşmıştım, hala aynı fikirdeyim!

Fakat bir de şöyle bir şey var, yemek yemek de sosyal hayatımızın önemli sayılabilecek bir kısmını kapsıyor. Ya da, şöyle diyelim, sosyal hayatımızın bir kısmı da sofralarda geçiyor eşle dostla.

Benim ailem ve arkadaşlarım diyet yapmamla ilgili çok destekleyici oldular. Evde pişen yemekten, dışarıya çıktığımızda gideceğimiz yerin seçimine kadar ve hatta ev ziyaretlerinde yapılan ikramlara kadar herkes benim yeni beslenme alışkanlıklarımı göz önünde tuttu. Herkese teşekkür etmem lazım bu konuda, desteksiz bunun olması çok zor. Şanslıyım ben.

Anneciğim arada bir de olsa yaptığımız "Çin yemeği & Sushi" kaçamaklarımızdan mahrum kaldı. Barış arkadaşım maça giderken koştur koştur yolda alıp da yuvarladığımız o şahane sokak köftesini yiyemez oldu yanımda (yarım ekmek köfte!!) Rakı masalarında otursam da eşlik etmedim ve bu nedenle kardeşimle birlikte arkadaşlarımız benim yanımda (belki de canım çekmesin diye düşündükleri için) daha usturuplu içtiler. Vs vs vs...

Ben de (tabii ki öncelikle kendimi düşünüp kendimi motive etmek adına!) onlarla görüşerek her birine birer motivasyon görevi verdim milestone'larıma uygun bir şekilde:

Milestone'larım neler?

80 kg : annecimle makul ölçülerde (sağlığa uygun seçimlerle) Çin yemeği sefası - annem ısmarlayacak :D

77,5 kg : ilk uygun fırsatta (listemizin de izin verdiği durumda tabii) maç öncesi Barış'la birlikte içi alınmış çeyrek ekmek köfte. Barış ısmarlayacak :D

75 kg : kardeşim bana istediğim bir elbiseyi alacak :D

72,5 kg : Özlemim ve dünyalar tatlısı sayın eşi ile bir rakı sofrası - rakı EN FAZLA 2 duble olabilir ve mezeler de akıllıca seçilecek.

70 kg: G'ciğim beni Kolcuoğlu'nda rakılı makılı kebaplayacak.

65 kg: BÜYÜK FİNAL! Bu görkemli ödüle henüz karar vermedim ama talihlisi tabii ki Ç'ciğim olacak.

Eh, genelde milletin kesesine zarar "ödül"ler bunlar (ben mola demeyi tercih ediyorum ama bu onun ne olduğunu değiştirmiyor hahahaha).

Listelerde bazen "bir öğün serbest" olabiliyor (yeni listemiz öyle mesela - aaaa evet yeni program bu sabah var Mehtap Hn'ın blogunda, hemen ŞUraya tıklayarak görebilirsiniz, bizim "Diyet Listeleri" sayfasına da aldım) ve öyle bir fırsat görürsem, yeni alışkanlığımı bozmayacak şekilde bundan faydalanabileceğimi düşünüyorum.

Anahtar iki kelime bence burada kritik: "abartmadan" ve "egzersiz". Yani, hareketi bırakmadan!

Herkese iyi bir hafta olsun. :)

24 Şubat 2013 Pazar

42.Gün: Nihayet "Serbest" Bir Gün!!

Önce dün akşamki giriş sonrası olanları anlatalım çabucak bitirelim o faslı ve bugünün heyecan verici "listesiz serbest gün" macerasına geçelim.

Dün yazdım yazımı, "yayınla"ya bastım ve görev bilinci içerisinde içeriye geçerek Jillian'la 30 day shred programının ikinci seviye egzersizlerini yaptım. Duşumu aldım, "İki Kule"yi izlemek üzere bir avuç kuruyemişle (benim kavanoza dalanlar sağolsunlar koca kavanozda 3-5 fıstık ve bir ton ayçekirdeği bırakmışlar, fındıklar ve leblebiler uçmuş gitmiş) televizyonun karşısına kuruldum. Filmi izleyemedim (çok büyük kayıp değil tabii daha önceden 10 kere kitabını okuduğum ve 20 kere de filmini izlediğim göz önüne alınırsa) ama yemişleri yedim, oh canıma değsin. Diyetin de dışına çıkmış sayılmam sanırım (ya da umarım artık zaten olan oldu). Derken saat 23:00 oldu ve ben kitabımı alıp yatağıma sığındım. Fakat dostlar o mide nasıl kazınır öyle o saatte? Nasıl izin vermez kitaba konsantre olmaya! Olmadı olamadı, yenemedim içimdeki canavarı ve mutfağa gittim.

Sorun bana... Ne yedim? 6 tane badem. Bu (en azından geçmiş "gece yemeği seansı" performanslarım düşünülürse) diyetin bunca süresindeki ilk yoldan çıkışım olsa da, sanırım çok da beter fena bir durum olmasa gerek!

Gelelim bugüne. Listesiz, özgür, şahane bir gün oldu! Yani, biraz arsızca bir gün oldu zincirlerimden boşalınca ben ama yine de az hasarla atlattığımı düşünüyorum. Bir önceki günün yorgunluğu ve uykuya geç yatışım sonrasında kendi standartlarımda geç bir saatte (08:45) uyandım. Kahvaltım mis gibiydi, biberim acıydı, mutluydum. Ama saat geç olunca bir kez daha hafta sonu klasiğime uyarak ara öğünü hopladım zıpladım geçtim gittim. Öğlene doğru Jillian'ın kollarına atarak kendimi hem level 1 hem level 2 egzersizlerimi arka arkaya yaparak kendimi özgürleştirdim. :) Devamında bir egzersiz klasiği: duş. Sonrasında da koskocaman bir marul & roka & domates salatası ve üstüne light ton balığı. Akşam maça gideceğim için öğleden sonra ara öğünü ve akşam yemeğinin arası da çok yakın oldu (ki zaten akşam yemeğim elimde yollara düşmek zorunda kaldı ya, ona da bir neyse çekelim).

Maç dönüşü tezahüratların boğazda yaptığı tahribatı ve soğuğun etkilerini de domates çorbası ile bertaraf ettik ve şimdi artık Pazartesi sendromunu tüm ağırlığıyla yaşamaya hazırız! :)


42.gün
09:15
1 tost (beyaz peynirli)
 
1 domates + 1 yeşil biber
11:30
sütlü kahve (şekersiz)
13:30
karışık salata
 
160 gr light ton balığı
 
1 dilim çavdar ekmeği
15:30
1 portakalın suyu
 
2 çorba kaşığı musli
 
6 adet kuru üzüm
 
6 adet badem
18:00
3 çorba kaşığı yoğurt
 
1 tatlı kaşığı kadar labne
 
2 dilim çavdar ekmeği
21:15
hazır domates çorbası


Yarın yeni listemiz açıklandığında tekrar görüşürüz!

23 Şubat 2013 Cumartesi

41 Kere Maşallah (evet, 41.gün de bitti!)

Sabahın 7'sinde ayaklanıp 8'e kadar kahve, kahvaltı ve "uyanıp kendime gelmek"le uğraştıktan sonra 8'i az geçe Leslie'nin 5 mph brisk walking programını yapıverdim. Neden Jillian değil de Leslie?

1- Değişiklik iyidir :P
2- Derya beni ekti (aslında ekmedi ama olsun ben öyle diyeyim! Sabah 8'de onunla 1 saat yürüyüşümüzü yapacaktık ama o gelemeyince bari ben de dışarıda yürümek yerine Leslie'yle evin içinde yürüyeyim dedim).

Bolca terledim 45 dakika boyunca ve hemen akabinde alınan hızlı bir duşu takiben saat 09:30'da kuafördeydim (ben kuaförlerden ve orada geçirilen zamandan nefret ederim, dayanamıyorum kalabalığa orada, gürültü ve bir sürü kadının tıkıştığı bir yeri düşünmek dahi bayıltıcı!). Boyaydı, manikürdü, pedikürdü derken saat 12:00 olmuştu evime geldiğimde.

Darmadağınık bıraktığım ortalığı toparlama seansının ardından öğle yemeğimi bir kase soğuk yeşil çorba ile geçirdikten sonra öğleden sonra çay partisi hazırlığımı yaptım (bir süredir giyemediğim gömleğimi verdiğim kilolar sonrasında giymek, makyaj yapmak, "ooooofffeeeffofofofffff bu kot bol geliyo yaaaeee" diye şımarmak, vs vs vs) ve ailecek güzel insanlarla güzel bir öğleden sonra geçirmek üzere yollara düştüm.

Önceki yazıları takip edenler (özellikle de şişkoromancım) bilir ki bu çay davetinden pek çekiniyordum nasıl kendime hakim kalacağım diye. Gerek kalmadı! Hem düşünceli hem de çok tatlı ev sahibemiz diyette olmam nedeniyle hepimizi bir diyet sofrasına misafir etti :)) En iyisini yaptı çünkü kendisi ve kızı dışında bence o masadaki herkesin biraz diyete ihtiyacı vardı. ;) Koskocaman ve şahane bir salata yapmıştı içine yağ koymadan, çok leziz bir kısır vardı (o da yağsız, yaşasın!!), patatesli börek ve 1/2 yağlı sütle yapılmış yağsız muhallebili tatlı.

Baştan söyleyeyim: börek ve tatlıyı yemedim (her ne kadar yağsız ve 1/2 yağlı sütten yapılmış olsa da). Ama aklım kaldı çok pis, bu diyete ilk verebileceğim molada ben onları yerim arkadaş tekrar davet ettirip kendimi. :D Bolca salata ve 1 servis kaşığı kısırla o sofradan kalkabildim. Ayrıca da üstüne, ikram edilen karanfille tatlandırılmış şekersiz ev yapımı erik suyu içtim bir bardak: ŞAHANEYDİ!

Leziz ama sağlıklı mamalar ve güzel sohbet sonrasında eve döndük. Derhal akşamyemeği hazırlayalım yiyelim derdine düştük (Evdeki tek yemek seven ben değilim tabii ki! Ve de sadece salata ve bir kaşık kısır sonrasında tabii ki akşam yemeğine hazırdım eve döndüğümüzde, acıkmaya başlamıştım bile). 2 yumurtadan omlet (içine kırmızı çarliston biber) yetti de arttı bile yanına katık bir ekmekle.

Keyfim yerine gelince de bir diet kolacık içtim, bu kadarı da bugünün "ödül"ü olsun benim için. Toplamda bugün şöyle geçti:


41.gün
08:00
3 kaşık musli & süt
 
7 adet kuru üzüm
12:30
"yeşil çorba"
15:00
karışık salata
 
1 servis kaşığı yağsız kısır
 
şekersiz ev yapımı erik suyu
18:30
2 yumurtalı omlet
 
1 domates
 
1 dilim tahıllı ekmek


Televizyonda Yüzüklerin Efendisi (İki Kule) varmış bu akşam, Jillian'ı öne çeksem iyi olur, şimdi egzersizime gidiyorum gençler, ciao!!

Bahar!

Bahar benim sevgili bir arkadaşım, G.'cim kanalıyla tanıdığım, onun çok eski benim de yeni ama şimdiden pek sevdiğim ve kanımın kaynadığı bir arkadaşım.

Henüz "yüzyüze" tanışmadık ama bu diyet sayesinde sanırım birbirimizi daha şimdiden oldukça iyi tanıdık ve karşılıklı olarak son bir haftadır motive ediyoruz birbirimizi.

Bahar bu hafta başladı diyetimize, hafta boyunca e-mail'leştik, bana çok güzel bilgiler de aktardı.

Dedim ki:

"Baharcım, sen şunları ve başka yazmak istediğin her ne varsa onları diyetorfoz'a da yazsana! Hem insan motive oluyor yazarken".

Aman evet tamam, benim kadar lafı uzatmayı seven biri elbette o kadar kısa ve net iki cümleyle demedi bunları ama anafikir buydu. :)

Bahar da herhangi bir sıklık ya da zaman sözü vermeksizin tamam dedi, yazarım.

Editörsüz, moderasyonsuz, o da benimle birlikte bu blogun yazarı olacak bundan sonra. Canının istediği kadar süre ve sıklıkla ve istediği türde yazıyla konuğum burada.

Bahar, bak bu arkadaşlar "herkes"!

Arkadaşlar, bakın bu arkadaş "Bahar"!

:)

22 Şubat 2013 Cuma

40.Gün : ekmek ve süt

Cuma akşamı rehaveti diyebiliriz üzerimdekine, ya da Jillian'ın 30 day shred programının level 1'inin son gününü (bugün 10. seferimdi evet!) kutlamak adına 25 dakikanın hemen bitiminde "dur şu level 2'den de yapabildiğim kadarını yapayım bakalım" diyip sonuna kadar gitmemin ardından durmaksızın 45 dakika yaptığım circuit training'in etkisi olabilir. Müthis bir tembellik, bir miskinlik var üzerimde. Ama kötü anlamda değil, huzurlu bir his bu. Yarın çok yoğun bir gün olacak benim için, enerji toplamam lazım. Bu nedenle de bu akşamlık kısa kesecek ve gördüğüm yaptığım bana kalsın size yediklerimi anlatayım diyerek listeyi şuraya taşıyıvereceğim:


40.gün
08:00
2 dilim tam tahıllı ekmek
 
1 dilim beyaz peynir
11:00
2 mandalina
12:30
"yeşil çorba"
16:00
1 dilim tam tahıllı ekmek
 
1 dilim beyaz peynir
16:30
sütlü kahve (şekersiz)
19:15
1,5 kepçe domates çorbası
 
yeşil salata
 
ızgara tavuk göğsü
22:30
sütlü kahve (şekersiz)

Koskoca listedeki (bence) 3 adet sorun:

1 - Sabah ara öğününün yanındaki ceviz / fındık eksikliği (zaten biraz geç kalmıştım ve bu nedenle öğle yemeği ile aradaki süre kısalmıştı, ben de atladım, iyi etmedim).

2 - FAZLA ekmekli bir gün oldu, akşamüstü de bir elma ve yanında ceviz yeseydim iyi olurdu (ama "yeşil çorba" ardından mideme iyi gelmeyebilir diye çekindim)

3 - Akşamın bilmemkaçında sütlü kahveye hiç gerek yoktu, o kadar gün detoks niyetine kahvesiz kalmıştık, bu ne şimdi? (fakat anneciğimle bir hafta sonu akşamı kahvesi keyfi yapmayarak onu kıracak mıydım yani sorarım size!)

Kahvenin mide üzerindeki tahribatını birazcık da olsun azaltmak ve de biraz kalsiyum alarak aynı zamanda da tokluk hissi yaratmak için bu diyetin başından bu yana kahveme süt de ekliyorum çok olmasa da. Yaklaşık olarak 20 yıldır sütsüz (ve şekersiz) kahve içen benim gibi biri için bu çok büyük bir olay!

Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum, yarın akşam yarınki dopdolu günümle burada olacağım ben gene (sızmazsam tabii akşamın erken bir saatinde!)

Öpücükler. :)

21 Şubat 2013 Perşembe

39.Gün: Yeşil Çorba'nın dönüşü!

Detoksun bitiminin ardından bugün fazla arsızlaşmadım.

Sabahla öğle arasında 2 kahvem var (kahveden kastım tabii ki türk kahvesi: türkiye'de yaşayıp da buraya ait olan kahvenin önüne bir de "türk" sıfatını koymak bana komik geliyor. kahve odur kanımca burada) ve akşamüstü de bir tane sütlü nescafem. Benim için çok büyük bir ilerleme olduğunu düşünüyorum bunun ve tamamı detoks programının başarısı.

Gün çok yoğundu, sevimsiz de geçince sabah ara öğününün saati de miktarı da öğle yemeğinde yediğim miktar da fazla şaştı. Yapacak bir şey yok, ilerideki günlerde telafi edeceğiz artık.

Bugün şunlar girdi kursağa:


39.gün
07:45
1 dilim tam tahıllı ekmek
 
1 dilim beyaz peyni
 
6 siyah zeytin
11:15
1 kase yoğurt
13:00
"yeşil çorba"
16:00
1/2 simit
16:30
sütlü kahve (şekersiz)
19:00
hindili soğan yahnisi
 
salata

Bana öğleden sonra ara öğünümü sağlayan sevgili arkadaşım G.'ye 70milyon önünde çooooook teşekkürler! :)

Son olarak: yeşil çorbalı günler geri geldi! Bugün (ve yarın) öğle yemeği olacak bana. Cumartesi sanırım akşama kalacak çünkü Cumartesi de benim için sınav gibi bir gün olacak: öğleden sonra çay davetine gideceğim mis gibi mamaların olacağı. Tanrım aklımı koru!! :)

Facebook ve İnstagram'dan taşıdıklarım.



Bunu bugün facebook'ta kuzenim paylaşmış. Her bir tabaktaki gıdanın gösterilen miktarı 200 kaloriye denk geliyor(muş). %100 doğruluğunu garanti edemem ama pek mantıklı göründü bana buradan bakınca. Şimdi siz karar verin bakalım, hangisi tercihiniz olacak.

Bir de, sevgili B'cum bugün instagram'daki bir hesapta gördüğü motivasyon görsellerini göndermiş. Onlardan en beğendiğimi buraya alıyorum, kulağıma da küpe yapıyorum!



İngilizce bilmeyenler varsa eğer aramızda, bu cümlenin tercümesi:

"Kendini yemekle ödüllendirme. Sen bir köpek değilsin"

Eh, doğru söze laf etmek bana düşmez!

"Living healthy for 1 month and 1 week"

5 günlük detoksun sonunda bugün tartıldım gençler!

Geçmiş vırvır ve dırdırlarımdan bildiğiniz gibi, bir süredir kilo vermemekten pek muzdarip ve huysuzdum. Sabah tartı bana dedi ki: "Aslıcığım, 83,5 kilosun şimdi". Bu şu demek oluyor:

Detoksa başlamadan öncesine kıyasla 1 kilogram daha hafifim şimdi.

Yani, 94 kg ile başladığımı da düşünürsek, 14 Ocak'a kıyasla tam tamına 10,5 kg daha hafifim.

Yani, kendim için bir sınır olan 10 kg duvarını aşmış bulunuyorum.

Yani,

OLEYOLEYLOYELEOOOOOOOOOOOOO!!!



:)

20 Şubat 2013 Çarşamba

38.Gün: "Vay Anasını Sayın Seyirciler"

Günü (iş stresi nedeniyle) çooooook şahane geçirememiş olsam da, an itibariyle (saat ben yazmaya başlarken 21:51) eve gelmiş, karnımı doyurmuş, biraz dinlenip Jillian'la 30 dakika kadar ter attıktan sonra (arada internet koptu ve ben bir iki hareketi kendi başıma yapıp internet dönünce tekrar yaparak devam ettim ve böylece ara vermemiş ve soğumamış oldum) saçımı başımı yıkamış, en rahat pijamalarımı giydikten sonra bir papatya çayı almış oturur haldeyim. Mutluluktan havalarda uçuşmuyorum belki ama huzura yakın bir ruh halindeyim. Bu da yeter.

Detoksun sonlarına yaklaşıyorum (şimdilik: eminim ki ben gerçekten de belki 2-3 ay sonra bunu tekrarlayacağım) ve kahvesizlikten ya da yoğurtsuzluktan katil olmadım. Demek ki her tabunun acı bir sonu varmış! :) Ayrıca gerçekten de kendimi iyi hissediyorum, daha hafif ve daha zinde. Bana yaradı bu 5 gün sanırsam.

Ha, bunları yazdım da birden gerçekten kafeinden falan uzak ultra sağlıklı besleneceğimi sanıyorsanız yanılıyorsunuz: elbette yarın sabah kalktığımda kendime yapıp da içeceğim o köpüklü sade kahvemin hayaliyle yaşadığımı kimseden saklayacak değilim! Ama instant coffee'yi hayatımdan (çok acil bir durum olmadıkça) çıkartacağımı düşünüyorum. Bu da hiç yoktan iyidir derim!

Detoksun son günü şöyle geçti:


38.gün
06:45
0,5 dilim tahıllı ekmek
 
1 tatlı kaşığı karadut reçeli
07:45
0,5 dilim tahıllı ekmek
 
2 yeşil zeytin
10:15
2 mandalina
 
6 badem
12:45
ekşili pırasa yemeği
 
0,5 dilim tahıllı ekmek
16:30
2 kivi
 
3 ceviz
19:30
1,5 kepçe domates çorbası
 
yeşil salata
 
haşlanmış brokoli
 
1 dilim tahıllı ekmek

Sabah kahvaltısının ikinci aşamasının fakirliği tamamen benim hatam: işe gittiğimde sadece iki adet zeytinim kaldığını görmeseydim 6 tane yemiş olacaktım ama olmadı, ne yapalım. :)

Yarın yeşil çorba günü. Yeşil çorba taklidi yapan daha önceki yemek kıvamındaki yeşillerim hazır, kaplara kondu, yarın işe götürülmeye hazır. Öğle vakti yenecek ve böylece "ay allaaaaahım işyerimin menüsü uymuyor ne yesem şimdi!" derdi çözülecek.

Kitabımı alır giderim, herkese öpücükler.